words

1. değeri anlaşılmış

seçkin

Ait olmak

{i} yorum

Keşfetmek

Önyargı

Algı

1. kafasını karıştırmak(V)

1. {f} çabalamak

2. mücadele etmek

   Hep mücadele etmek zorundaydık. - We always had to struggle.

1. {i} yorum

   Onun bu konuyla ilgili yorumu çok tek-taraflıdır. - His interpretation of this matter is too one-sided.

2. sözlü tercüme

3. (Dilbilim) çevirme

   Cümleyi birbiriyle zıt iki farklı biçimde çevirmek mümkün. - The sentence is capable of two interpretations, of which the first is the exact opposite of the other.

Azınlık

ezici

1. halletmek

2. (Fiili Deyim ) 1- halletmek , çözmek 2- anlamak 3- hesaplamak

3. düşünerek bulmak

4. anla

   Sanırım sonunda Tom Mary'nin gerçekten ondan hoşlanmadığını anlayacak. - I imagine that Tom will eventually figure out that Mary doesn't really like him.

1. yine de

   Yine de oraya gitmek istiyorum. - Nevertheless, I want to go there.

2. (Kanun) binaenaleyh

3. ama yine de

   Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.- It's just five in the morning, but nevertheless it is light out.

4. bununla beraber

5. olmasına rağmen

6. hal böyleyken

7. hoş

8. bununla birlikte

   Bununla birlikte, birçok kişi erken emekliliği tercih ediyor. - Nevertheless, many are choosing early retirement.

1. {i} değerlendirme

   Tam bir değerlendirme istiyoruz. - We want a complete evaluation.

2. (Tıp) evaluasyon

3. değer biçme

4. değerleme

5. {i} paha biçme

6. (Askeri) (NATO) DEĞERLENDİRME: bkz: "intelligence cycle"

1. değerlendirmek

   Onun yeteneğini değerlendirmek zordur. - It's difficult to evaluate his ability.

2. {f} değer biçmek

3. {f} ölçmek

4. {f} paha biçmek

5. değerlendirme

   Koç'un onun saha performansını değerlendirmek için her oyuncuyla bire bir görüşmesi vardı. - The coach had a one-on-one discussion with each player to evaluate his performance on the field.

1. f} razı etmek

2. persuade: ikna etmek

   Bu geziyi iptal etmesi için onu ikna etmek zordur. - It was hard to persuade him to cancel the trip.

eşitlilik taraftarı

1. confrontation: meydan okuma

   Meydan okumalar Fadıl'ın gündelik hayatının bir parçasıdır. - Confrontations are part of Fadil's everyday life.