peşkeş çekmek
verilmemesi gereken bir şeyi uygunsuz bir amaçla ya da yersiz olarak birine vermek
başkasının makını bır başkasına bağışlamak
burjuva
kentlerde yaşayan, üretim araçlarını ellerinde bulunduran ve kendi başına üretim ve kazanç yollarında çalışarak kendine oldukça geniş bir geçim sağlayan kimse
tezat
çelişme, karşıtlık
muhteva
içerik
soyutlamak
Gerçekte başlıbaşına varligi olan bir şeyi
otantik
belge değerinde olan, aslına uygun, doğru, özgün
müsteşrik
irca
indirgeme
totolojik
tefeci
dara kalanlara çok yüksek faizle ödünç para veren kimse
engisizyon
nihilist
hiççi
nebülöz
bulutsu
istihlak
azman
vücutça çok gelişmiş
istihkak
hafakan
yürek çarpıntısı, sıkıntı, boğuntu
ihtiras
aşırı güçlü istek
müessese
kuruluş, kurum
mutlak
Herhangi bir şart ve kayıtla sınırlı olmayan, kayıtsız şartsız.
Karşıt: mukayyed
Zuletzt geändertvor 2 Jahren