excoriation:şiddetle suçlama
appreciated
değeri anlaşılmış
outstanding
seçkin
belong to
Ait olmak
interpretation
{i} yorum
find out
Keşfetmek
prejudice
Önyargı
Algı
mix up
kafasını karıştırmak(V)
struggle
{f} çabalamak
mücadele etmek
Hep mücadele etmek zorundaydık. - We always had to struggle.
Onun bu konuyla ilgili yorumu çok tek-taraflıdır. - His interpretation of this matter is too one-sided.
sözlü tercüme
(Dilbilim) çevirme
Cümleyi birbiriyle zıt iki farklı biçimde çevirmek mümkün. - The sentence is capable of two interpretations, of which the first is the exact opposite of the other.
minority
Azınlık
overwhelming
ezici
Figure out
halletmek
(Fiili Deyim ) 1- halletmek , çözmek 2- anlamak 3- hesaplamak
düşünerek bulmak
anla
Sanırım sonunda Tom Mary'nin gerçekten ondan hoşlanmadığını anlayacak. - I imagine that Tom will eventually figure out that Mary doesn't really like him.
nevertheless
yine de
Yine de oraya gitmek istiyorum. - Nevertheless, I want to go there.
(Kanun) binaenaleyh
ama yine de
Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.- It's just five in the morning, but nevertheless it is light out.
bununla beraber
olmasına rağmen
hal böyleyken
hoş
bununla birlikte
Bununla birlikte, birçok kişi erken emekliliği tercih ediyor. - Nevertheless, many are choosing early retirement.
evaluation
{i} değerlendirme
Tam bir değerlendirme istiyoruz. - We want a complete evaluation.
(Tıp) evaluasyon
değer biçme
değerleme
{i} paha biçme
(Askeri) (NATO) DEĞERLENDİRME: bkz: "intelligence cycle"
evaluate
değerlendirmek
Onun yeteneğini değerlendirmek zordur. - It's difficult to evaluate his ability.
{f} değer biçmek
{f} ölçmek
{f} paha biçmek
değerlendirme
Koç'un onun saha performansını değerlendirmek için her oyuncuyla bire bir görüşmesi vardı. - The coach had a one-on-one discussion with each player to evaluate his performance on the field.
persuade
f} razı etmek
persuade: ikna etmek
Bu geziyi iptal etmesi için onu ikna etmek zordur. - It was hard to persuade him to cancel the trip.
egalitarian
eşitlilik taraftarı
confrontation
confrontation: meydan okuma
Meydan okumalar Fadıl'ın gündelik hayatının bir parçasıdır. - Confrontations are part of Fadil's everyday life.
Zuletzt geändertvor 9 Monaten